TBMM Genel Kurulunda, BDP Muş Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Sırrı Sakık’ın "katliam kültürü geçmişimizde de var" demesi tartışmaya neden oldu.
TBMM Genel Kurulunda, 2012 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının 24. maddesi üzerinde konuşan CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun değiştirilerek, kamuda "güvencesiz memur sistemi" yaratılmak, memurlar eliyle görülmesi gereken devletin asli işlerinin sözleşmeliler eliyle yürütülmek istendiğini ileri sürerek, "AKP bir düzenleme getiriyorsa, mutlaka hak gasbı ve emeğe saldırı vardır" dedi.
Türkiye’de işlerin iyi gitmediğini savunan Çetin, "Mele ve mollalar kadrolara alınacakmış. Merak ediyorum; ortopedist diye kırıkçıyı, kardiyolog yerine üfürükçüye, dahiliyeci yerine muskacıları ve kulak burun boğaz uzmanı yerine cinci hocayı ne zaman istihdam edeceksiniz" diye konuştu. MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, kamuda sendikalı işçi sayısının gittikçe gerilediğini belirterek, "AKP döneminde güvenceli istihdam yok edilmektedir. Kamuda temizlikten güvenliğe, büro işlerinden ameliyathanelere kadar her alanda taşeron işçi çalıştırılır hal gelmiştir. Çalışanların sorunlarına duyarsız olan AKP, milyarder yaratmada cömert davranıyor. Kriz döneminde bile milyarder sayısı en çok artan ülkeler arasında Türkiye geliyor" görüşünü ifade etti. Van depremi AK Parti Van Milletvekili Fatih Çiftçi, madde üzerindeki konuşmasında, Erciş Belediye başkanlığı yaptığı dönemde imar ve ruhsat mevzuatının tavizsiz uygulandığını, ilçenin imar planının kendi döneminde değil, 1989 yılında yapıldığını, daha sonra bir kez revizyona uğradığını anlattı.
İlçede kendi döneminde yapılan binaların tamamında depremden sonra hiçbir sorun yaşanmadığını ileri süren Çiftçi, kamuoyunun bu konuda yanlış yönlendirildiğini, asılsız ve yalan iddiaların ortaya atıldığını, hangi binaya hangi tarihte ruhsat verildiği, kat artışı verilip verilmediğinin kayıtlarda olduğunu ve bunlara herkesin ulaşabileceğini söyledi. Çiftçi, "İmar tadilatıyla 3 kat iken 6-7 kata çıkartılan, depremde yıkılan tek bina yoktur. Erciş’te zemin artı 5 kat üzerinde ruhsat verilen bina yoktur. Büyükşehirlerde bu şiddette deprem olsa, daha feci durumlar ortaya çıkar. İlçede yıkılan binaların büyük çoğunluğu, deprem yönetmeliğinden önce yapılanlardır" dedi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Çiftçi’nin açıklama yapmasını kendisinin istediğini belirterek, ODTÜ Raporu ve yapılan incelemeler dikkate alındığında, 2004, 2005 ve 2006 yılında hafif, orta ve ağır hasarlı binalar pik yaptığını ifade ederek, bu konuyla ilgili iddiaların dayanaksız olmadığını söyledi. Sakık’ın "katliam kültürü" sözleri tartışma yarattı BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın madde üzerindeki konuşması tartışmaya neden oldu. 19 Aralık’ta "iki katliama tanıklık edildiğini" ifade eden Sakık’ın, "Biri 1978’de Kahramanmaraş’ta başlayan ve yüzlerce insanı katleden...Geçmişimizde de zaten bu katliam kültürü var; 1915’te Ermeni’lere ve sonra Yahudilere, Kürtlere uygulanan o zalimane politikalar..." demesi, Genel Kurulda tartışmalara yol açtı. AK Parti Grup Bakanvekili Nurettin Canikli, oturduğu yerden kalkarak, Sakık’a itiraz etti. Canikli’nin, "Katliam kültürü" ifadesinin yanlış olduğunu belirtmesi üzerine Sakık, "O zaman tarihi bilmiyorsunuz, siz tarihle yüzleşin" dedi. Birleşimi yöneten Başkanvekili Güldal Mumcu, Sakık’ı uyararak, "Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir şey yoktur. Ermenilere, Yahudilere yönelik soykırım olarak ifade ettiniz. Lütfen..." dedi. Sakık, "Bunu ben değil, tarih söylüyor. Gerçek tarihten neden rahatsız oluyorsunuz. Yalan yanlış tarihtir sizi buraya getiren. Kürtlere karşı siz bu politikaları uygulamadınız mı? Kahramanmaraş’ta ’Allahu ekber, Bismillahirrahmanirrahim’ sloganlarıyla orada Aleviler katledilmedi mi? Sivas’ta, Çorum’da, Gazi’de yakılmadı mı?" dedi. Mumcu, "Bir şeye netlik getirelim; gündeme getirdiğiniz konular tamam ama Türkiye Cumhuriyeti’nin geçmişiyle ilgili, Yahudilere ve Ermenilere yönelik bir katliam dediniz. Böyle bir şey sözkonusu değildir. Lütfen bunu düzeltirseniz sevineceğim" demesi üzerine Sakık, "konuşmamı lütfen başa alınız" dedi. Sakık, Kahramanmaraş’ta Alevilere karşı bir katliam projesi yapıldığını iddia ederek, "Bunu herkes bilir, niye inkar ediyorsunuz, tepki gösteriyorsunuz. Bunlar olmadı mı? Hala o insanların yaraları sarılmadı. O katliamı yapanları niye savunuyorsunuz? Hani geçmişimizle yüzleyecektik. Demek ki siz o bu kadar demokratsınız" dedi.
AK Parti’li Canikli’nin itirazlarını sürdürmesi üzerine Sakık, "Dinleyeceksiniz, dinlemesini öğrenin" karşılığını verdi. Geçmişle yüzleşmeden geleceğin inşa edilemeyeceğini ifade eden Sakık, Kahramanmaraş olaylarının CHP’nin iktidarı, Ecevit’in Başbakanlığı sırasında olduğunu, o tarihte yaşananlara seyirci kalındığını ileri sürdü. Sakık, 2000 yılında 20 cezaevinde operasyon düzenlendiğini, 30’a yakın insanını bu olaylarda yaşamını yitirdiğini belirterek, "O dönem siyasi aktörleri, askeri yetkilileri ve bürokratlarının hiçbiri bu işten yargılanmıyor. O dönem Ceza ve Tutukevleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun’u yargılamıyorsunuz, tam tersine makamlar mevkiler veriliyor" dedi. Sakık, konuşma süresini uzatmadığı için Mumcu’ya tepki göstererek, "5 dakika konuşamadım" dedi.
Mumcu, Sakık’a, "Olay çıkarmayın, diyeceklerinizi dediniz" karşılığını verirken, MHP’li ve AK Parti’li bazı milletvekilleri de Sakık’a tepki gösterdi. ’Önemli bir sorunu çözdük" Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, madde üzerinde yaptığı konuşmada, "Geçmişimizle yüzleşmek demek, vicdanımızla da yüzleşmek demektir. Hiçbir vicdanlı kimse, ’Türkiye’ Ermenilere ve Yahudilere katliam yaptı’ diyemez. Böyle bir şey sözkonusu değildir" dedi. Şimşek, 666 sayılı KHK ile çok önemli bir sorunu çözdüklerini belirterek, şöyle konuştu: "Farklı kamu kurum ve kuruluşlarında değişik ad ve unvanlar adı altında ek ödemeler yapılmaktaydı. Ama bu ek ödemelerinin yapılmadığı memurlar ve yöneticiler arasında çok önemli ücret farklılıkları oluşmaktaydı. Muhalefet sözcüleri, düzenlemenin, müsteşar, genel müdür, daire başkanlıklarının maaşlarını düzeltmek için yapıldığını söyledi. Eşit işe eşit ücret düzenlemesinden faydalanan 405 bin memurumuz var, bunların sadece 13 bini daire başkanı ve üstü unvana sahip... 392 bini şube müdürü ve altı." KHK ile bazı derecelerdeki memurların artışı hakkında örnekler veren Şimşek, ayrıca memurlar arasındaki farklılıkları da giderdiklerini anlattı. "KHK ile yapılan şey çok basit; aynı ad ve unvanla aynı işi yapan bütün memurların maaşları eşitlenmiştir" diyen Şimşek, 2002 yılında AK Parti iktidara geldiğinde bir müsteşar ile 9/1 derecesindeki bir memurun maaşı karşılaştırıldığında müsteşarın maaşının 7 kat yüksek olduğunu, Temmuz 2011 itibarıyla bu farkın 3,4 kata kadar indiğini kaydetti. Şimşek, "Bizim müsteşarların, genel müdürlerin maaşlarını iyileştirdiğimiz iddiası doğru değildir.
Son yapılan düzenlemeler dahi bir müsteşar memur maaş kıyası yapıldığı zaman 3,8 kat olacak şekildedir. Biz en düşük maaş alan memurlarımızı kolladık; onlara ilişkin düzenlemeler yaptık. KHK, 405 bin memurumuzu kapsamaktadır. Tamamının maaşında artış olmuştur, kimisinde az kimisinde çok..." diye konuştu. "Bütçede memur, emekli, işçi yok" eleştirilerinin haksız olduğunu belirten Şimşek, 2011 yılında en düşük memur maaşının yüzde 18,3 arttığını, 2012 yılında ne olacağının ise sözleşmeden sonra ortaya çıkacağını anlattı. Şimşek, "Biz sadece memuru, işçimizi, emeklimizi sadece enflasyona ezdirmemekle kalmamışız, enflasyonunu iki katı kadar maaş artışı sağlamışız. Böyle bir dönem var mı bilmiyorum" dedi. Tarıma desteklerin 2012 yılı bütçesinde yaklaşık 11 milyar lira olduğunu, 2002 yılında bu rakamın 1,9 milyar lira olduğuna işaret eden Şimşek, OECD’nin bu yıl yayımladığı raporunda, "Doğrudan ve dolaylı olarak tarıma destek Türkiye’de OECD ülkelerinin 3 katından daha fazla olduğu"na yer verildiğini söyledi. Şimşek, "Tarım sektörüne de çiftçimize, esnafımıza, memurumuza, emeklimize, işçimize, memurumuza da destek veriyoruz. Ülkenin ihtiyaç duyduğu yatırımları yapıyoruz" diye konuştu. "Asgari ücret bin lira olursa..." Şimşek, milletvekillerinin madde üzerinde sorularını yanıtlarken, taşeron işçilere yönelik Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bir çalışma yaptığını ifade etti.
Şimşek, Türkiye’de asgari ücret üzerinden yüzde 15 vergi alınmadığını ifade ederek, şunları kaydetti: "Türkiye’de asgari ücret 2002 yılında 175 avro, şimdi ise 356 avrodur. Türkiye’nin şu anda Polonya, Çek Cumhuriyeti, Letonya, Macaristan, Estonya, Litvanya, Romanya, Bulgaristan’dan daha yüksek asgari ücret verilmektedir. ’Asgari ücret bin TL olursa devlet batar mı?’ denilmektedir. Bildiğim kadarıyla asgari ücretli devlette çalışan yoktur. Özel sektörde ücretleri verimlilikle ilişkilendirmezseniz belki Türkiye batmaz ama firmalar batar. İstihdam edilen o kardeşlerimiz iş bulamaz hale gelir. Rekabet etmek zorundayız. Asgari ücreti belirlerken; makul bir ücret ve rekabet gücünü göz önünde bulundurmak zorundayız. Bunu göz önünde bulundurmayan ülkeler battı. Yunanistan’a, başka ülkelere dönmek istemiyorsak bu dengeleri göz önünde bulundurmak zorundayız. Bugün 9-10 AB üyesinden daha yüksek asgari ücret Türkiye’de verilmektedir. Biz AB’den daha mı zenginiz?" Şimşek, Türkiye’de gelir dağılımının iyileştiğini, bozulmadığını kaydetti. Tasarının 24. maddesi kabul edildi. Öte yandan, Seyşeller Cumhuriyeti Ulusal Meclis Başkanı Patrick Hermenie, Genel Kurul çalışmalarını bir süre izledi.
Bu yöntemle hem ciddi bir gelir elde edilecek, hem de Başkan Aziz Yıldırım'ın "Milyon Kongre Üyesi" hayalinin ilk adımları atılacak.
Milliyet gazetesinin haberine göre; Fenerbahçe Yönetimi, Başkan Aziz Yıldırım'ın tutuklanmadan önceki en önemli projelerinden birisi olan "Milyon Kongre Üyesi" için düğmeye bastı.
Şu an için 6 bini geçen oy kullanma sayısını 2 milyona çıkarmak ve Fenerbahçe'yi "dünya kulübü" haline getirmek için yoğun çaba harcayan Başkan Aziz Yıldırım, bu hayalini hayata geçiremeden şike soruşturması kapsamında tutuklanmıştı.
Fenerbahçe taraftarının yaşanan olaylar nedeniyle kulübe sahip çıkması ve bugüne kadar hiçbir fedakârlıktan kaçınmaması, Yönetim Kurulu'nu cesaretlendiriken, 300 bin sınırına yaklaşan Taraftar Kart satışı, sarı-lacivertli kulübü harekete geçirdi.
Kulübe, Taraftar Kart sahiplerinin daha kolay üye olabilmeleri için çalışmaları başlatan yönetimin kısa sürede önemli bir hamleye imza atması bekleniyor.
Fenerbahçeliler'e kulübün kapılarını açmaya hazırlanan yönetimin bu yolla önemli bir geliri de kasaya koymayı hedeflediği bildirildi.
Kart sahipleri, kartlarının niteliğine göre kulübe kongre üyesi olabilmeleri için genel kurul kararı ile kolaylık görecek. Fenerbahçe'de 10 bin lira olan üyelik ücretinin gelen talebe göre yeniden belirlenebileceği de kaydedildi. Kulübe üyelik konusunda taraftarlardan yoğun baskı geldiği ve taraftar kart projesine ilginin bir hayli yüksek olmasının beklendiği ifade edildi.
Mali olarak sıkıntılı bir dönemden geçen kulübün üyelik formülü ile rahat bir nefes alacağı belirtildi.
Dünyanın en büyük şirketlerinden Apple'ın kurucusu, Steve Jobs, 56 yaşında yaşama veda etti.
Apple'dan yapılan açıklamada, "Steve Jobs'un aramızdan ayrıldığını derin üzüntüyle bildiriyoruz. Steve'in zekası, tutkusu ve enerjisi, hayatımızı zenginleştiren ve geliştiren sayısız buluşun kaynağı oldu. Dünya, Steve sayesinde ölçülemez derecede daha iyi bir yer" denildi.
Steve Jobs, 2004 yılından beri eşine ender rastlanan 'nöroendokrin' denilen tümör kaynaklı bir pankreas kanseri türüyle mücadele ediyordu.
iPod ve iPhone'u dünyaya kazandırmasıyla ünlenen Jobs, Apple'ın üst yöneticiliği (CEO) görevinden Ağustos ayında ayrılmıştı. Apple'ı dünyanın en büyük şirketlerinden biri haline getiren yaratıcı güç olarak görülen Jobs, yerini sağ kolu olarak bilinen Tim Cook'a bırakmıştı.
Başkan Obama, bir sosyal paylaşım sitesinde paylaştığı mesajda da, "dünyanın büyük bölümünün Jobs'un ölüm haberini onun keşfettiği araç üzerinden aldığına dikkat çekerek, onu anmanın bundan daha büyük bir yolu olamayacağını" yazdı.
Öte yandan, Avustralya Başbakanı Julia Gillard da, Jobs'un ölümünden büyük üzüntü duyduğunu belirterek, "onun yaratıcı dehasının dünyayı değiştirdiğini" söyledi.
Gillard gazetecilere yaptığı açıklamada, "Hepimiz her gün, onun yaratıcı dehasının ürettiği ürünlere dokunuyoruz" dedi.
BIRAKTIĞI MİRAS: YARATICILIK, İLHAM VE MÜCADELE
Meksika Devlet Başkanı Felipe Calderon, Apple'ın kurucusu Steve Jobs'un ölümünden duyduğu üzüntüyü dile getirerek, Jobs'un ardında "yaratıcılık, ilham ve mücadele" mirası bıraktığını söyledi.
Calderon, sosyal paylaşım sitesi twitter'da yayımlanan mesajında, "dünya, çağının en hayal gücü yüksek akıllarından birini kaybetti" dedi.
DİJİTAL ÇAĞIN YOL GÖSTERİCİSİ
Sony şirketinin yönetim kurulu başkanı Howard Stringer, Steve Jobs'un, dijital çağın "yol gösterici ışığı" olduğunu belirtirken, Acer'den yapılan açıklamada, "Jobs'un ölümünün, hem Apple hem de endüstri için büyük bir kayıp" olduğu ifadesi kullanıldı.
Samsung da Steve Jobs'un, sonsuza kadar hatırlanacak "yenilikçi bir ruh" olduğunu açıkladı.
Açıklamada, Jobs'un, "enformasyon teknolojisi endüstrisini, devrim niteliği taşıyan sayısız değişiklikle tanıştırdığı" belirtildi.
"YAŞAMAK DÜNYAYI DEĞİŞTİRMEKTİR"
Çinli internet kullanıcıları da Jobs'un ölümünün yasını tutuyor.
Ülkenin popüler internet sitesi Sina, Jobs anısına "Yaşamak dünyayı değiştirmektir" başlıklı bir sayfa açtı.
İnternet sayfasında, mikroblog hizmeti Weibo ile Jobs'un ölümüyle ilgili yorumlar toplanıyor.
ATV'de büyük düşüş, Show TV ve Fox'ta büyük yükseliş! Kaybedenler, kazananlar...
Birbirinden iddialı diziler, yarışmalar, yeni projeler... Yeni yayın dönemi geçen ay başladı, tüm yapımlar görücüye çıktı...
Peki izleyici hangi kanalları seçti, hangilerini eledi?
Eylül ayı reyting sonuçlarına göre, lider yine Kanal D. Geçen yıldan devam eden Öyle Bir Geçer Zaman ki, Fatmagül'ün suçu ne gibi dizilerin yanısıra, Kuzey-Güney, Bir Çocuk Sevdim gibi yeni yapımları da devreye sokan Kanal D birinciliği bu yıl da kaptırmadı.
İkincilik koltuğunda ise sürpriz var.
Geçen yıl aynı dönemde beşinci olan Show TV, bu yıl büyük bir atakla tüm kategorilerde ikinci oldu. Show Tv Muhteşem Yüzyıl başta olmak üzere, Acun Ilıcalı imzalı yapımları ile reytingde zirveye oynuyor.
Fox TV, bu sezon ATV ve Star'ı geride bırakarak tüm gün tüm kişiler kategorisinde üçüncülüğe yükseldi.
Yalnızca tüm gün AB kategorisinde üçüncü olan ATV, diğer kategorilerde Fox ve Star TV ile dördüncülük için yarışıyor. Ana haber bülteni hariç yıllardır bir iddia sergilemeyen Star TV için bu sonuç şaşırtıcı değil ancak kurulduğu günden bu yana ilk ikide yarışan ATV'deki büyük düşüş dikkat çekici... Geçen yıl aynı dönemde ikinci olan ATV'nin Yahşi Cazibe hariç konuşulan bir dizisi kalmadı, 'Dizi ATV'de izlenir' sloganı artık anlamını yitirdi. Bu arada ATV ve Star'ın, TNT reyting ölçümünde olmadığı için avantajlı olduğunu da hatırlatalım. Zira Kurtlar Vadisi ile ciddi bir atak yapan TNT, dizinin yayınlandığı Perşembe akşamları neredeyse bu kanallar kadar reyting alıyor ancak ölçümde olmadığı için sonuçlara yansımıyor. TNT Buzda Dans yarışması ile haftasonları da diğer kanalların izleyecilerini alabilir...
İşte kanalların 2011 yılı Eylül ayı reyting karneleri ve geçen yıl aynı dönemin sonuçları...
01 - 30 EYLÜL 2011 TV İZLENME PAYLARI (%)
PRIME TIME A/B SES İZLENME PAYLARI (%)
KANALD 21.7
SHOW 13.0
STAR 9.0
ATV 8.1
FOX 4.7
STV 2.0
KANAL7 1.5
FLASH 0.7
PRIME
TIME TÜM KİŞİLER İZLENME PAYLARI (%)
KANAL D 20.8
SHOW 11.2
STAR 9.2
ATV 7.8
FOX 7.4
STV 3.7
KANAL7 3.1
FLASH 1.6
TÜM
GÜN A/B SES İZLENME PAYLARI (%)
KANALD 14.0
SHOW 10.9
ATV 8.1
STAR 7.5
FOX 6.0
STV 2.3
KANAL7 1.6
FLASH 0.9
TÜM
GÜN TÜM KİŞİLER İZLENME PAYLARI (%)
KANAL D 13.9
SHOW 9.8
FOX 8.5
ATV 8.4
STAR 7.5
STV 3.9
KANAL7 3.0
FLASH 1.8
EYLÜL 2010 TÜM KANALLAR İZLENME PAYLARI
KANALLAR
Tüm Gün Prime Time
KANAL D 14.0 18.3
ATV 10.7 13.0
STAR TV 9.5 10.6
FOX TV 8.2 8.0
SHOW TV 7.8 8.4
SAMANYOLU TV 3.6 3.5
KANAL 7 3.4 3.0
Doğan Yayın Holding'in yaptığı açıklamada Star TV'nin 391.5 milyon TL'lik ödenmiş sermayesinin yüzde 99.99'unun satışı için Doğuş Yayın Grubu ile görüşmelere başlanıldığı belirtildi
Doğan Yayın Holding, dolaylı bağlı ortaklıkları Işıl Televizyon Yayıncılık A.Ş'nin (Star TV) hisse senetlerinin tamamının satışı ve devri konusunda Doğuş Yayın Grubu ile görüşmelere başlanıldığını duyurdu.
Kamuoyu Aydınlatma Platformu'nda Doğan Yayın Holding'in yaptığı açıklamada şunlar kaydedildi: "Dolaylı bağlı ortaklığımız Işıl Televizyon Yayıncılık A.Ş. (Star TV)'nin 391.5 milyon TL olan ödenmiş sermayesinin yüzde 99,99'unu temsil eden beheri 1,-TL nominal değerli hisse senetlerinin tamamının satışı ve devri konusunda Doğuş Yayın Grubu ile görüşmelere başlanılmaktadır.
Söz konusu görüşmeler bahsi geçen hisse senetlerinin satışı ve devri ile sonuçlanabileceği gibi; görüşmelerin sonucunda hisse senetlerinin satışı ve devri gerçekleşmeyebilir. Bu vesile ile Şirketimiz kaynaklı olmayan haberlere itibar edilmemesi gerektiği hususunu bir kez daha hatırlatmak isteriz. Konu ile ilgili yeni bir durum ortaya çıktığı takdirde ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak kamuya açıklama yapılacaktır.
Söz konusu görüşmeler bahsi geçen hisse senetlerinin satışı ve devri ile sonuçlanabileceği gibi; görüşmelerin sonucunda hisse senetlerinin satışı ve devri gerçekleşmeyebilir.
Bu vesile ile Şirketimiz kaynaklı olmayan haberlere itibar edilmemesi gerektiği hususunu bir kez daha hatırlatmak isteriz. Konu ile ilgili yeni bir durum ortaya çıktığı takdirde ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak kamuya açıklama yapılacaktır."
12 Haziran seçimlerinin üzerinden yaklaşık 4 ay geçti. Peki bugün yeniden seçim olsa partilerin durumu nasıl? Yüzde 50'yi de aşan AK Parti dışındaki tüm partileri düşüşte.
Konsensus'un Habertürk için yaptığı, 12 Haziran seçimlerinden 3 ay sonraki ilk ankete göre AK Parti oylarını artırarak yüzde 52.1'e yükseltti. CHP'nin oyları ise yüzde 25.4'e düştü. MHP'nin oyları da yüzde 12 düştü.
Konsensus, "Türkiye Gündemi, Eylül 2011-PKK Terörü' başlıklı anket çalışması için 10-22 Eylül tarihleri arasında seçmen nüfusunu temsil etme yeteneğine sahip, 18 yaş üstü 737'si erkek, 763'ü kadın, toplam bin 500 kişiyle telefon anketi yöntemiyle görüştü. İşte sonucu merakla beklenen soru: 12 Haziran'dan bu yana sandıkta neler değişti?
AK Parti oylarını artırmaya devam ediyor.
İşte seçimden sonraki ilk anket...
Bu pazar bir milletvekilliği seçimi olsa sandıktan nasıl bir sonuç çıkacak? Halkın nabzını tutan Konsensus'un yaptığı son araştırmaya göre kararsız oylar dağıtıldıktan sonra AK Parti oylarını 12 Haziran'dan sonra 2.3 puan artırdı ve yüzde 52.1'e yükseltti. Bu tabloya göre AK Parti, en yakın rakibinin oyunu ikiye katladı. CHP, MHP ve BDP'nin oylarında 12 Haziran'a göre büyük bir sapma yaşanmadı. CHP oyları 0.5 puanlık bir düşüşle yüzde 25.4'e geriledi. MHP'deki düşüş ise 1 puan oldu ve oy oranı yüzde 12'ye indi. BDP'nin oyları da 0.4 puan azaldı ve yüzde 6.1'e geriledi.
Kararsız oylar dağıtılmadan MHP barajın üstünde
Peki kararsız oylar dağıtılmadan önce karşımıza nasıl bir tablo çıkıyor? Konsensus'un araştırmasına göre kararsız oylar dağıtılmadan önce AK Parti yüzde 45.3 ile zirvede. AK Parti'yi yüzde 22.1'le CHP ve yüzde 10.4'le MHP izliyor. BDP'nin oyları ise yüzde 5.3. Ankete katılanların yüzde 6.6'sı "Kararsızım'' derken; yüzde 3.3'ü "Boş, geçersiz oy atarım'' cevabını verdi. "Sandığa gitmem'' diyenlerin oranı ise binde 9. Kararsız oylar dağılmadan eylül ayı sonuçlarına göre Türkiye'deki siyasi tablo böyle çıkıyor.
Mustafa Sarıgül Kılıçdaroğlu'nu geçti
"Türkiye'nin en beğenilen liderleri" sıralamasında birincilik koltuğunda oturan AK Parti Lideri Recep Tayyip Erdoğan, aldığı yüzde 52'lik oyla, en yakın rakibine 28.2 puan fark attı. İkincilik koltuğuna bu kez 23.8 puanla CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nu geçen Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül oturdu. 12 Haziran'dan önceki son ankete göre beğeni oranı 4.3 puan düşen Kılıçdaroğlu yüzde 22.6 ile kendine üçüncü sırada yer bulabildi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise yüzde 20.5 oy ile en beğenilen dördüncü lider oldu.
Eylül ayının gündemi PKK'nın saldırıları oldu
Halkın nabzını tutan Konsensus'un "Türkiye Gündemi-Eylül 2011'' başlıklı araştırmasında ankete katılanlara göre, eylül ayı gündemine PKK terör örgütünün gerçekleştirdiği saldırılar damgasını vurdu. Araştırmada, "Son bir ay içerisinde Türkiye'de gündemi belirleyen en önemli üç olayın hangileri olduğunu düşünüyorsunuz?'' sorusu yöneltildi. Buna göre eylül ayında gündemin ilk sırasına yüzde 87.3 ile PKK'nın gerçekleştirdiği saldırılar oturdu. İkinci sırada yüzde 29.2 ile Somali için düzenlenen yardım kampanyaları yer aldı. Ankete katılanlar, eylül ayına damgasını vuran üçüncü gündem maddesi olarak ise yüzde 27.5 ile "İsrail ile Mavi Marmara baskını ile ilgili yaşanan özür gerginliği"ni gösterdi.
Siyasi performansta en büyük düşüşü Kılıçdaroğlu yaşadı
Şu an Meclis'te bulunan siyasi parti liderlerinin performans memnuniyet sıralamasında zirvede, aylardır olduğu gibi yine AK Parti Lideri Tayyip Erdoğan bulunuyor. Seçimden önceki son ankete göre oy oranını koruyan Erdoğan, yüzde 52.3 ile birinci sırada yer aldı. İkinci sıradaki CHP Lideri Kılıçdaroğlu ise liderler arasında siyasi performansa göre en keskin düşüşü yaşadı. Seçimden önce Kılıçdaroğlu'nun performans memnuniyet oranı yüzde 30.4 iken, bu oran eylül ayında 7.2 puan azaldı ve yüzde 23.2'ye geriledi. Böylece ilk kez Kılıçdaroğlu'nun siyasi performans oranı, partisinin oy oranının altına düştü. Devlet Bahçeli'nin siyasi performans memnuniyet oranı da 4.8 puan düşerek yüzde 10.6'da kaldı.
PKK terör örgütü, 1980'li yılların ortalarından itibaren sayısız saldırı gerçekleştirdi.
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK), 'PKK'nın Sivillere Yönelik Saldırıları' başlıklı analizinde terör örgütünün eylemlerinde Türk, Kürt gibi etnik köken ayırt etmeden saldırı düzenlediğini belirtti. PKK, saldırılarında özellikle Mardin, Şırnak, Bitlis, Siirt gibi illeri hedef alıyor.
PKK terör örgütü, 1980'li yılların ortalarından itibaren sayısız saldırı gerçekleştirdi. Örgütün kendi yapısının evrilip değişmesi ile saldırıların sayısında ve sıklığında zaman zaman artma veya azalma gözlense de örgütün saldırılarında sivil kayıplar daima büyük yer tutuyor. Özellikle 1990'ların başından itibaren saldırılarını şehir merkezlerine de taşımaya başlayan PKK terör örgütü, pek çok sivilin ölümüne veya yaralanmasına neden oldu.
PKK'nın saldırılarını ülkenin Ortadoğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yoğunlaştırdığının kaydedildiği USAK analizinde, özellikle Mardin, Şırnak, Bitlis, Siirt gibi illerin hedef alındığına dikkat çekildi. Öldürülenler arasında kadınlar, çocuklar ve bebekler olduğu gibi imamlar, köy korucuları, işçiler, öğretmenler ve sağlık görevlileri gibi kamu hizmeti yapanlar da bulunuyor.
Terör örgütünün saldırılarında Türk, Kürt gibi etnik köken ayırt etmediğinin ise 20 Eylül 2011 günü Siirt'te gerçekleşen ve 4 kadının ölümüne sebep olan roketli saldırıda açıkça görüldüğünün vurgulandığı analizde, "Örgütün yıllar içindeki eylemlerine bakıldığında da, özellikle Güneydoğu ve Ortadoğu Anadolu illerindeki eylemlerde Kürt kökenli vatandaşların öldürüldüğü, yaralandığı, kaçırıldığı, tehdit edildiği veya yakınlarını kaybettiği açıkça görülmektedir. İstanbul, Ankara, Adana, Bursa, İzmir gibi büyük kentlerde de büyük çaplı eylemler gerçekleştiren örgüt, bu saldırılarda da sivilleri hedef almayı sürdürüyor. PKK terör örgütü, saldırılarına başladığı tarihten bu yana irili ufaklı pek çok eylem gerçekleştirmiş, bu eylemlerin büyük çapta olanları toplum hafızasında özellikle yer tutmuştur. 20 Haziran 1987 Mardin Pınarcık köyü katliamı, 13 Mart 1999 İstanbul Mavi Çarşı, 29 Ağustos 2006 Marmaris yolcu otobüsü bombalaması, 12 Eylül 2006 Diyarbakır Koşuyolu Parkı, 22 Mayıs 2007 Ankara Ulus Anafartalar Çarşısı ve son olarak 20 Eylül 2011 Ankara Kızılay Kumrular Sokağı saldırıları gibi eylemler buna örnek gösterilebilir. Bu ve bunun gibi daha birçok saldırıda yüzlerce vatandaş hayatını kaybetmiş binlercesi ise yaralanmıştır." denildi.
EYLEMSİZLİK DÖNEMİNDE KÖY KORUCULARI HEDEF ALINIYOR
30 yıllık eylem grafiğinde zaman zaman eylemsizlik kararı da alan PKK'nın bu kararlara uymadığı, bu eylemsizlik dönemlerinde dahi köy korucularının kaçırıldığı veya çeşitli saldırılar gerçekleştirdiğinin görüldüğünün ifade edildiği analizde, demokratik açılım süreci başladıktan sonra da eylemlerde artma gözlenirken Türkiye'nin demokratikleşmesinin derinleşmesi, insan hakları ve hukuki düzenlemelerde iyileşmelerin olmasının ise PKK'nın saldırılarını hafifleten sebepler olmadığına dikkat çekildi.
PKK saldırılarının giderek artması, yasal Kürt siyasal hareketine de zarar verdiğinin altının çizildiği analizde, "Bu çizgideki partiler Kürt halkın yoğun olarak yaşadığı illerde dahi ana akım partiler ile yarışamazken son seçimlerde iktidar partisi Kürtlerin yüzde 63'ünün oyunu almıştır. PKK, 30 yıl içerisinde pek çok büyük çaplı eyleme imza atmış ve pek çok sivil vatandaşın ölümüne sebep olmuştur. Bu saldırılar Türkiye'de siyasi, hukuki, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda çok yönlü olarak olarak hayata geçirilmeye çalışılan demokratik açılımın önünü tıkamakta, yasal Kürt siyasi hareketinin ve bu hareketin temsilcisi partilerin seçmenlerinin hakları için siyaset yapmasının önünde büyük engel teşkil etmekte ve genel olarak ülkenin demokratikleşme atılımlarının karşısında ciddi bir tehlike oluşturmaktadır. Burada üzerinde durulması gereken belki de en önemli nokta, Kürt halkının taleplerini yerine getirmenin yönteminin sivilleri hedef alan bu saldırılar olmadığı ve olmaması gerektiğidir." görüşlerine yer verildi.